Aramızdan Ayrılanlar

 

 

(Bu sayfa aramızdan ayrılan dostlara ayrılmıştır. Yayınlanmasını istediğiniz eski 
resimlerinizi ve kısa bilgiyi siyamkedi@siyamkedi.com adresine gönderiniz.)

 

 

 

 

KARAM

2003-2019

 

 

Evimize ilk geldiğinde 6-7 yaşlarındaydım.Sepetinden çıkışını hatırlıyorum.Sokakta sevdiğim kedilere benzemiyordun.Biz birlikte büyüdük.Her anımda yanımda oldun. Mis gibi kokunu koklaya koklaya öptüm hep.Her zaman kibar,akıllı ve terbiyeli oldun.Bizi hiç üzmedin.Ta ki artık yaşlanıp hasta olana dek.Ben büyüdüm sen ise  yaşlandın. Kirpiklerin beyazlamıştı sadece. İyiydin bir şeyin yok gibiydi,belki bize öyle gelmişti. Aniden çıkıverdi sanki bu lanet hastalık.Ve artık zor günlerimiz başlamıştı. Böbrek yetmezliği. Zayıfladın,uyuyamadın,ağrından yan yatamadın,o cam gibi gözlerin artık eskisi gibi bakmadı.Yatağımdan "Karam hadi gel" diye bağırdığımda artık o bana doğru koşan pıt pıt pati seslerini duyamıyordum. Miyavlaman apartmanın 1. katından duyulurken artık koca bi sessizlik başlamıştı.Sessiz bekleyişin. Ben uyutalım daha çok acı çekmesin derken o halde gelip kucağıma oturdun.Olmadı.Ama yakında bizi bırakmak zorunda kalacağını biliyordun.Her gece seninle konuştum.Seni çok sevdiğimizi, artık dayanmak zorunda olmadığını söyledim.Artık yürüyemiyor ve kalkamıyordunda.O kalan son gücünle beni kurtarın der gibi miyavlamaların aklımdan nasıl çıkacak bilmiyorum. Son saatlerinde bile sürüne sürüne tuvaletine girip ıkınmaya çalıştın.Aman yerlere yapsan nolurdu sanki asil oğlum. Seni öyle gördükçe kahroldum. Veda zamanı. 16 yıl ne çabuk geçti değil mi?Senden geriye bacağımda ve yanağımda geçmeyen tırmık izlerin kaldı. Evin her yerinde anıların var. Sen bu ailenin bir ferdi oldun. Çok direndin bizi bırakmamak için. O güzel gözlerini inatla kapatmadın. Önüne su getirdim içmek isteyip içemedin. Çok zormuş bu acı. Artık kefenler içindesin,ağrılı sancılı günlerin bitti. Melek oldun. Seni çok özleyeceğim. Umarım gittiğin yerde evinde olduğun gibi mutlu olursun. Seni asla unutmayacağım ve her zaman çok seveceğim. Susuzluktan harap oldun. Evimizin bahçesinde mezarını sussuz bırakmayacağım Karam'ım. Seni hep o heybetli duruşunla hatırlayacağım. Çok farklı ve özel bi kediydin. Huzurla uyu güzel oğlum.

 

meltem öner meltemonerrr@gmail.com

 

Reis

 

 

 

Canım Oğlum

Yaşadığın kısacık ömürde bana büyük mutluluklar kattın, ben senle vardım hep... Senle birbirimizi tamamlıyorduk, ben artık neye sarılır uyurum, neye bakınca mutlu olurum? Ne zor günler yaşadık ne zorlukları atlattık bunu da atlatsaydık keşke.... Tarifsiz üzüntü içerisindeyim kalbim acıyor, ciğerim yanıyor. Şansımız bu başka kediler 20 sene yaşar bizimki 7 eminim bende erken geleceğim yanına bekle beni ne olursun...

Avucuma sığıyordun bebekken şimdi kalbime sığmaya başladın, canım benim. Rahat uyu .

 

Erdem ONAL  27.07.2015

 

 

 

FISTIK'IM

 

 

(Eylül 2001-22 Mayıs 2012)

 

Canim Bebeğim Fıstık'ım,
Bu gün tam 1 hafta oluyor senden ayrılalı... Hala kabul edemiyorum, sanki her an evde bir yerden çıkacaksin, salına salına önümden yüruyerek yanıma geleceksin, ya da tırmalama paneline gidip tirtir yapacaksin... Sonra da cama anlayıp kendi balkonetinizden yandaki terasi ve martilari izleyeceksin. Sonra minderine kivrilacaksin, battaniyenin ya da günesin sicakligi ile mayışacaksin. Her cam acisimizda yine o guzel ve islak burnunla havayi koklayacaksin. Her uzanisimda yanima gelip kol altima tirtir yapacaksin. Sonra karnima ya da göğsume oturup gozlerimin içine bakarak tirlayacaksin ve bana mutluluklarin en guzellerinden birini tekrar tekrar yaşatacaksin... Mutlu oldugunda evin icinde elektrik carpmis gibi kosturacaksin, oyun oynamak istediginde ben yururken gelip patinle ayagima arkadan vuracaksin, ve bize ödul olarak yakaladigin oyuncaklari ne kadar buyuk ya da uzun olurlarsa olsunlar üsenmeden bagira bagira yanimiza yatağa getireceksin... Ben ne zaman cok sinirlensem ve sesimi yukseltsem, uyuyor olsan bile kosarak yanima gelip o guzel patilerini üzerime koyacak ve su damlasi gibi titreyen gözlerinle, bazen de miyavlayarak beni sakinlestireceksin kızım. Keske bunlari tekrar yasayabilsek bebegim. Seni çok özluyorum Fistik Askim. Senin kadar asil, akilli, oyuncu, temiz, guzel, empatik, şakaci, sabirli, kibar bir canlinin hayatima girmis olmasindan oturu çok mutluyum. Sana gercekten hayranlik duyuyorum bebegim. Umarim su anda oldugun yerde mutlusundur. 10 yil 9 aylik ömrunun neredeyse son 6 yilini bu böbrek sorunlariyla ugrasarak gecirdin bir tanem. Artik testler, diyet mamalar yok. Hep huzurlu, acisiz agrisiz ve istedigin herseyi hatta taze otlari bile yiyebilecegin bir yerdesin umarim bebegim. Benim sevgim de hep seninle. Çok isterdim alti aylik 2 ayakli kizimin da seninle büyüyüp oynamasini ve belki de ilk kelimesinin: "Fıstık" olmasini... İlk tanidigi kedinin sen olmasini cok isterdim bebegim, ama artik fotograflarindan ve anlatacağımız hikayelerden taniyacak seni.
Biz hepimiz seni çok seviyoruz ve özlüyoruz bebeğim. Bir daha görüşene dek hep çok mutlu ve huzurlu ol canim kızımm, çünkü benim cennetim senin olduğun yerdir.

Annen
Didem Gökgöz

29.05.2012
 

 

 

 

BİBER SARMAN

 

 

(1994-18 Ocak 2012)

        Bu gün (18 Ocak 2012) saat 15.15 de sevgili kedim canım kızım BİBER melek oldu. Biber kulübünüzün 4. nolu üyesi idi. Bulgaristan doğumlu olan  asil kızım, Almaya/Nürnberg, Ankara, Balıkesir ve takrar Ankara'da bizimle yaşadı. Son anlarında yanında olan annesi Gülçin'e elini tutarak, üç defa miyavladı ve cennete gitti. Yokluğuna nasıl alışacağız bilmiyorum.   bibercan@hotmail.com

 

 

From: Sarman Biber bibercan@hotmail.com
Sent: Friday, January 18, 2013  

To: siyamkedi@siyamkedi.com
Subject: BİBER

Bu gün 18 Ocak 2013 canım kızım BİBER'i kaybedeli bir yıl oldu. Şimdi üç kedimiz var. Ama her sabah kalkınca canım kızım biberimi arıyor gözlerim. Yokluğuna hala alışamadım

 

JAME

 

 (2004-02.11.2011)

01.11. 2011   9:59

Bugün kedim ameliyat oldu.çok riskli bır ameliyat.nisan 2011 ayında idrar yolu taştan tıkandı taşı atamadı sol böbrek şişti devre dışı çalışmıyor sağ böbrekte taş var. 2 ameliyat geçirdi birinde idrar torbası ve böbrekten gelen yollar temizlendi ötekinde idrar kesesi çıkışı ameliyatı kesilme olayı yol kısaldı ve genişledi.4 ay çok iyi idi sağ böbrekteki taşlar düşemedi böbreği tıkadı sol şişen böbrek çürük.öleceğim Allahım bir çare.üre ve kreatin çok yüksek ve düşmüyor.yanıyorum çare.doktorumuz doç. Oktay Düzgün anestezi vermeden başarılı bir ameliyat gerçekleştirdi. Allahım kritik 48 saatimiz var Allahım nolur sen bize yardım et. Önce Allah sonra doktorumuz Doç. Oktay Düzgün. Doktorumuz Oktay Düzgün ve yardımcıları veteriner Aynur ve Sevile binlerce teşekkürler. 

 

02.11. 2011   11:12
kara kuyruklu oğlum melek oldu uçtu gittı. beni anneannesini yalnız bıraktı. annem jemim sen rahat uyu meleğim.çok üzgünüm.

05.11.2011
Annem biricik  kara kuyruklu oğlum jemim bugün melek oluşunun 5 günü heşey çok anlamsız herşey çok donuk meğer sen benim hayatıma nasıl girmişsin annem. ben sensizliğe nasıl alışacağım.makbule teyzen seni duyunca fena oldu bize gelince onu artık kim koklayacak.yavuz amcan reyhan teyzen meğer seni ne kadar çok severmiş ya annen süreyya beni anneanneyi teselli etmeye çalışıyor. Annem evimizde çok durgunluk var kızın şeker çok durgun seni arıyor onu artık gece koynuma alıyorum. Oğlun küçük adam gözlerini bana dikip sanki seni soruyor cevap veremiyorum. Eşin ipek çok akıllı sadece durup bakıyor ve yavrularını oyalamaya çalışıyor inan ki o sahiplendi artık. Annemmmmmmm senin için yanıyorum..sen sabah ezanı okunurken vefat ettin ikindi ezanında da toprağa girdin sonra hafif çiseleyen yağmur hepimizin gözyaşı oldu.  sen ilk Silivri'deki evine gelmiştin  şimdi Silivri'deki çok sevdiğin evinin bahçesinde  erik ve şeftali ağaçlarının arasında uyuyorsun biz balkonda otururken seninle sohbet edeceğiz annem dayım anneannem koca anini bana gelmişler diyeceksin.

 

18.11.2011

Kara kuyruklu oğlum yavrum Jame bugün melek oluşunun 17 günü seni çok özlüyorum.dün Alihan amcanın kliğine gittim orada serum aldığın iğneler olduğun odaya masaya bakamadım Banu teyzen çok ağladı.annem benden önemli olan diğer hastalığının olduğunu saklamışlar dün öğrendim bizlere olan sevginin  senin bu kadar uzun yaşamana sebep olduğun u bizleri bırakmak istemediğini söylediler.annem sen bu kadar ağrılara acılara nasıl dayandın.ama bende artık hastayım 4 ay tedaviye alındım inan ki benim durumumda tehlikeli biraz.haftaya cumartesi  seni sevmeye ve bizi hep yanında hissetmen için gülünü dikmeye geleceğiz annem biz senle acı ve tatlı çok şey paylaştık yavrum seni çok arıyorum.
 

03.01.2012

Melek oğlum  aramızdan ayrıldığın 2 ay oldu annem  seni tarçın kokunu çok özlüyorum hala nasıl oldu kabul edemiyorum yanımdakilere bana vurun gerçek mi  yoksa rüya mı keşke bu bir rüya olsa da uyansam sana sarılsam diyorum ama kabul edilemeyen kabul etmesi çok zor bir gerçek.hissediyorum bazen evimizde dolaşıyorsun sen bizleri görüyorsun ama bizler seni göremiyoruz ah be jame kara kuyruklu oğlum nasıl oldu nerede hata yaptıkta  ba sefer başaramadık seni seviyorum.

sema düzgünoğlu
aliyeduz@hotmail.com

MAY LEE

 

20.02.2011

MAY LEE (MİNOS) UZUN SUREN YASAMA SAVASINDA

BİZLERİN KALBİNDE KALMAYI TERCİH ETTİ
 

DUNYA GUZELI KIZIM...
SEN ARTIK YOKSUN.. AGLAMAKTAN BASKA HICBIRSEY GELMIYOR ELIMDEN..

ESKIDEN OLSA GOZYASLARIMI YALARDIN AGLAMAMAM ICIN....

ARTIK YOKSUN VE BEN HICBIR ECELI KABULLENEMEDIGIM GIBI BUNU DA KABULLENEMIYORUM..

GERIYE KOCA BIR VICDAN AZABI KALDI...
16 SENELIK OMRUNUN 13 GUZEL YILINI PAYLASTIN BIZLERLE...

SENI GORUPTE SEVMEMEK MUMKUN MU?

HEPIMIZ COK SEVDIK SENI, COK AMA COK SEVDIK.

SEN HIC UZMEDIN BIZLERI. HEP AGIRBASLIYDIN, HEP TERBIYELIYDIN... 

O YUZDEN EN HASTA, EN ZOR, EN BAKIMA MUHTAC HALINDE DE KIMSE GOCUNMADI SANA BAKMAKTAN...
YASAMA OYLE BAGLIYDINKI, OMRUNUN SON IKI YILINI, KAC TANE CIDDI HASTALIK ATLATMAKLA GECIRDIN, YINE DE YILMADIN..

HER SEFERINDE HEPIMIZ "O" KOTU ANI BEKLERKEN SEN HEP SASIRTTIN BIZI...

BU SONUNCUSU DA ONLARDAN BIRI OLACAK SANMISTIM...

YANILMISIM...
ICIM COK ACIYOR KIZIM... KIMSELERE ANLATAMIYORUM...

KIMSELER DE ANLAMIYOR ZATEN.

BIZIM SENINLE ARAMIZDAKI BAG ANLATILABILECEK TURDEN DEGIL...

VE BEN COK UZAKTAYIM, BASKA BIR ULKEDE, ANNEM BABAMIN ELLERINE EMANETTIN,

ONLARDA CANLARI  PAHASINA SAVASTILAR SENIN ICIN..

AMA OLMADI,

YETISEMEDIM SANA, GOREMEDIM SENI, BUNUN ACISI DAHA BUYUK... 

SON NEFESINI VERIRKEN COK ACI CEKMEDIGINI SOYLEDILER BANA;

TEK TESELLIM BU..

BIRDE ARTIK YALNIZ KALAN KUCUK KIZIN BABE (MINIS)
19 SUBAT'I  20 SUBAT'A BAGLAYAN GECE MELEK OLDUN...

KENDIMI ALISTIRMAYA CALISIYORUM YOKLUGUNA AMA NAFILE, COK UZAKTAYIM,

HANGI KAPIYI ARALASAM ARKASI BOSLUK VE DOLMUYOR BOSLUKLA BOSLUK...
ALLAH'A EMANET OL... YERIN CENNET OLSUN
 
SENI HICBIR ZAMAN UNUTMAYACAGIM

EBRU

 

SİYAMİ'Yİ KAYBETTİK

GÜZEL OĞLUM GÜLE GÜLE.........


SİYAMİ'Yİ 3 KASIM 2009 TARİHİNDE KAYBETTİK.
YAKALANDIĞI BÖBREK YETMEZLİĞİNDEN KURTARAMADIK. HASTALIĞIN ORTAYA ÇIKISINDAN SONRA 2,5 AY YAŞATABİLDİK.
ÇOK HASTAYDI.TUZLA HAYVAN MEZARLIĞINA GÖTÜRDÜK.
BEŞ YILDIR BİZİMLEYDİ. EVİMİZİN KARA OĞLUYDU.O KADAR ÇOK SEVDİK Kİ ONU.
SİYAMİ; SENİ ÇOK ÖZLÜYORUZ. RESMİNE BAKARKEN GÖZLERİMİZ DOLUYOR. BOĞAZIMIZDA BİR YUMRU KALIYOR. SENDEN BAHSEDERKEN HALİMİZ HEP AĞLAMAKLI. HEP BİZİMLESİN ZATEN. YOKLUĞUNA ALIŞAMADIK . RESİMLERİNİ ÖPÜYORUZ, HATIRAN OLAN BOYNUNDAKİ KOLYENİ SEVİYORUZ.SANKİ ÇIKIP GELECEKSİN VE BİZİMLE EVDESİN GİBİ GELİYOR .EVE GELİP KAPIYI HER AÇIŞIMIZDA HER ZAMANKİ GİBİ HEMEN GELECEKSİN BİZE DOĞRU ZANNEDİYORUZ. SANKİ KOLYENİN ÇINLAMASINI DUYUYORUZ.
SENİ ÇOK SEVİYORUZ. YERİNE KİMSEYİ KOYAMAYACAĞIZ. SEN BİR TANESİN. SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ.

Alev Bilgin

Loyko ve Lili'mizi kaybettik

 

 

"LILI - 9 Nisan 1994 - 01 Aralık 2008

         Lilimi gri kuzucuğumu tedavisi sürerken sabah 9:30'da kalp krizinden kaybettik. İnanamadık. Başını yaslayıp patilerini uzatarak sonsuzluğa ulastı. Sanki uyuyordu. Ben ise kucaklayarak hıçkıra hıçkıra ağladım. Bogazım düğümlendi.Kucaklayarak bahçemiz olmadığından Tuzla Hayvan Barınağına götürdük. Toprağa verirken gökyüzünden kuşlar geldi kuzumu uğurlamaya, uzun süre başında kaldılar. Bir çam ağacı koyduk baş ucuna, gonlümüz el vermedi yerini işaretsiz bıraktık. Lilim kuzum minik kızım, rahat uyu Loyko eşinle birliktesin.
 


LOYKO - Nisan 1993 - 01 Mart 2009
 

         Canım oğlum 16 senelik can yoldaşım 4 yıldır tedavi olduğu böbrek rahatsızlığından 9:30'da kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Tek tesellimiz yanindaydık. Eşinin arkasından 3 ay yaşayabildi. Kuzum benim, beni hayata bağladığın için seni Annen binlerce kez öpüyor. Özlüyoruz. Hep yanımızda olucan, Loykom benim sensizliğe nasıl alışıcam canım oğlum.
        İkinizide çok özlüyoruz, seviyoruz. Umarım berabersinizdir. Lilim, Loykom hayatta olan 3 güzel oğlunuzla teselli bulmaya çalışıyoruz. Değerli Kedi dostları vahim an geldiğinde acıda olsa son nefeslerinde yanında olup onlara son bir kez veda edebilirsiniz.
        Bizim yanımızdasınız, bizde sizin yanınızdayız. Kediler ölmez, sadece bir daha geri dönmemek üzere giderler.
İki anneciğin ve Şirin ablan "


Sayın Siyam Klübü kedi sevenlerine,

        Loyko ve Lilimizi geçtiğimiz aylarda kaybettiğimizi üzülerek haber vermek istiyoruz. Kendimizce birşeyler yazdık anılarına ikisininde daha yeni resimlerini ekledik ayrıca. Eğer yazdıklarımızı ve resimlerini eklerseniz anılarına çok müteşekkir oluruz. İkisininde üyeliği 1.ci resim sayfasında, Oğullarının da resimlerini bu email den yollacağız.
        Teşekkür ediyoruz bize böyle bir fırsat tanıdığınız için.
        Güngör & Güzin & Şirin


TIRMIK

 

 

(14.07.1996 - 04.04.2008)

    Sevgili Dostlarım, Sevgili Siyamkedi Ailesi,

Siyam Kedileri Kulübü Kurucusu 1 no lu üye Tırmık'ımı, 12 yıllık can dostumu hastalığı sonucu kaybettim. Üç gün kucağımda tedavi gören serumu takılı iken gözlerini gözlerimden ayırmayan, sanki sonsuz yolculuğa çıkacağını hissetmiş gibi, bana derin ve içten bakışlarla sokulan "can" ım 3. gün sonunda gözlerini kapattı. Sonsuz yolculuğuna çıktı.

 

Burada acılarını paylaşan dostlarımı şimdi daha iyi anlıyorum. Tarif edilmez bir acı, anlatılmaz bir çaresizlik, gözlerimin içine derin bakan bir çift gözün kapanması ve sonsuzluk.. Daha sı yok, ne anlatılır ne söylenir..

 

En büyük tesellim, son tedavisine gittiğimiz gün, sadece ikimiz beraberdik. Arabamın yan koltuğunda yanımda minderinde yatıyordu. Uzun uzun konuştuk, birkaç kez yanlış yollara saptım, her zamankinden daha uzun süre birlikte dolaştık. Sanki bir güç son yolculuğuna çıkmadan önce daha fazla benimle zaman geçirmesini istiyordu. Uzun bir seyahati birlikte yaptık. Uzun zamandır hiç böyle birlikte gezmemiştik. Tedavi için vardığımızda son kez kucağıma aldım, muayene masasına koydum, sanki artık yeter artık yoruldum der gibi bitkin gözlerle bana baktı ve gözlerini kapattı.

 

Uzun süre birbirimize sarılı kaldık. Kabullenemedim, öptüm, kokladım. 

Evimizin bahçesine iğde ağacının serinliğine ebedi yuvasını  hazırladım, öperek uğurladım.

O şimdi cennette diğer kardeşlerinin yanında.  Paşa, Tani, Puffy, Cafe, Ponpon, Murka, ve ismini sayamadığım tüm kardeşleriyle yeni bir yaşama doğdular. Umarım orada mutlulardır.

 

Can Dostum TIRMIK, sana yeteri kadar ilgi gösteremediysem, seni üzdüysem beni affet. Bana verdiklerin yanında ben sana ne verebildim bilemiyorum. Seni çok seviyorum, hep seveceğim. Rahat uyu.

 

Değerli dostlarım, Can dostlarınıza sarılmak öpmek için onların son günlerini beklemeyin lütfen. Her fırsatta gösterin sevginizi, sonra çok geç oluyor. Hepinize can dostlarınızla birlikte sağlıklı günler diliyorum. Hoşça kalın.

        Dr. Turgay ÇETİN

PASCHA

 

 

From: K. Efe Egilmez

To: Siyamkedi@yahoogroups.com ; drturgaycetin@ttnet.net.tr

Sent: Saturday, June 16, 2007 

Subject: Tatli uykular dostum....

        Sabahın 04:37'si ve bu satırları yazmak ne kadar da zormuş tanrım. Günün birinde bunun olacağını biliyorduk hepimiz. Ama bu akşam olacağını asla tahmin edemezdim. Hele hele evime kedimin her gece yaptığı gibi beni uyutuncaya kadar yanımda yatıp, ben tam uykuya dalınca köşesine çekilmesinin özlemiyle olduğum bir anda...
        Herhalde onun sağlığına kendi sağlığımdan kat kat daha fazla özen göstermiştim. Onun için hiç bir şeyimden esirgemeden aldığım pahalı mamalar, aylarca veteriner tedavileri, bakımlar...hepsi helal olsun ona...Sağlığı da artık çok iyiydi, mutluyduk hep beraber. 9. yaşını doldurmuş olsa da, turp gibi sağlam, daha 3 aylıkmış gibi hiperaktif, oyuncu ve konuşkandı. Gizli ve ücra yerlere girmeye bayılırdı.

        Evimize geldiği, yuvamızı yuvası bildiği günden bu yana, aman kapıdan kaçıcak, aman pencereye çıkacak diye 9 yıl boyunca hop oturup hop kalktık. Pencerelerimize tüller gerdik, kapımızın önüne sensörler yerleştirdik.

        Sanki 9 yıl önceden tahmin etmişisiz gibi, bu akşam annem her ne kadar balkon penceresini kontrol etmiş olsa da, pencere aralık kalmış, annem de başka şeylerle meşgül olurken, fırsattan istifade ederken 9 yıllık en yakın arkadaşımız, evimin 3 bireyi, balkon penceresinden 5 kat aşağı düşmüş. İşin kötüsü biz onu kuytu bir yerde şekerleme yapıyordur diye düşünürken, kendisi hemen can vermemiş, muhtemelen bizim onu bir acısına daha merhem olmamızı bekleyerek can vermiş...zaten yetişseydik de kurtulamazdık sanırım.

        Gece oldu ki yatarken, girdiği kuytu yeri ararken, balkon penceresinin açık olduğunu farkedip gelişi güzel aşağı baktığımızda onun cansız yatan bedeni ile karşılaştık.

 

        Özür dilerim sizleri de üzüntüme ortak ediyorsam. Ama birileriyle paylaşmalıyım bu acımı.

 

        Evin erkeği olarak da benim görevimdi onunla son defa ilgilenmek. Her ne kadar ümitsiz de olsam, arabamın anahtarlarını kaparak indim aşağıya. Ama üzerinden 1-2 saatin geçmiş olduğu gayet belliydi. Mavişimin gözleri hala ışıl ışıldı. Yapacak tek bir şey vardı. Onu serbest bırakmak. 60-70 cm'lik bir çukur kazdım balkonumun altında....onu canverdiği yerden son defa kollarıma aldım....açtığım çukura yerleştirmeden önce son defa kafasını okşadım....iyi uykular diledim...aylardan beri çıkartmak istediğim çıngıraklı tasmasını ancak çıkartma fırsatı buldum. Onu hür kılıp, ebedi yolculuğuna uğurladım....

 

        Paşamın 9 yıl içince bende ve tüm sülalemde yarattığı etkileri ve anıları anlatmakla bitiremem sanırım. İnandığım bir şey var ki, hayvanların da ruhu var. Öyle bir ruh ki hem de bu, bir tanesi 5 insana bedel bence. Yalan yok, kandırmak yok, aldatmacaları yok....

 

        Çok yakın bir dostumu, 9 yıllık ev arkadaşımı kaybettim ben. Beni her gece uyutan, saf, karşılıksızca sevgisini sunan dostumu kaybettim.

 

        İçim o kadar acıyor ki arkadaşlar...

 

        Sıcak ve mutlulukla uyu Paşam. Umarım cennetindeki yerini almışsındır...9 yıldır ailemin ve benim bir parçam oldun, mutlu ve acı anlarımda hep yanımdaydın...

        Dualarımla hakkını ödemeye çalışacağım.... 
 

        K. Efe EGILMEZ

KEDİ

 

 

adı kedi olan tek ev kedisi sendin belki de 

( 01 / 09 / 2005 - 01 / 02 / 2007 ) 

 

 __hayatımın ilk aşkıydın sen __ 

kapıda kimler karşılayacak şimdi beni 

bekle kızım bu dünyada bi buçuk yıl görüştük ama diğer tarafta daha uzun olacak inşallah 

yerin dolmaz acın dayanılmaz... seni şimdiden çok özledim kedim  

   çağla/istanbul

 

PASHA

 

  

 

From: Burcin Filoglu (Nisantasi Subesi)  BurcinF@garanti.com.tr

To: siyamkedi@siyamkedi.com
Sent: Tuesday, January 23, 2007 
Subject: paşam

        22 ocak 2007 de oğlum paşayı kaybettim.Henüz 8 aylık bebekti.Amansız fip hastalığına karşı 1 hafta mücadele verdi,sonunda yenik düştü.Onsuz herşey anlamsız onu çok seviyorum ve hiç unutmayacağım. Sen benim herşeyimsin bitanem....

Garanti Bankası&Nisantası 

Burçin Filoglu

 

PUFFY

 

 

  

  

 

29 ekimde 4 yaşındaki biricik kızımı kaybettim.


        Kedinizi kısırlaştırmadan önce lütfen kan testini yaptırın.bize bahsedilmemişti bile. Puffy narkozdan uyanamadı ve sadece başını kaldırıp bana son kez bakarak can

verdi. Hala inanamıyorum. Rüyamda bile onu görüyorum ve çok özlüyorum. Oysa dünyaya dokuz yavru meydana getirdi onların bende olmasa da hayatta olmaları tek tesellim.   

5-6 saat içinde  kediniz narkozdan uyanamazsa mutlaka müdahale gerekiyormuş benim iki veterinerim de kızımı 13 saat sonra görüp hala normal diyebildiler. Bu arkadaşlarıma

kızımı, güvenerek verdim. 2 saat sonra can verdi lütfen kısırlaştırmaya karar vermeden önce iyi düşünün. benimkine otopsisinde dolaşım bozukluğu olmuş ve akciğerleri su

toplamış dediler. Bunun bütün sebebi narkoz kaynaklıydı. Kızım umarım bizi affedersin seni çok seviyoruz.       selma begen  selmabegen@gmail.com

 

From    :ceyla pinar eraltan  ceylaeraltan@hotmail.com

Subject: güzeller güzeli kızıma elveda

Date    :Wed, 28 Jun 2006

CAFE...

 

    İnan senin için geçmiş zaman kullanmak o kadar içimi acıtıyor ki anlatamam sen benim hep gelecek günlerde ki güzel günlerimi geçireceğim hep öyle düşlediğim bebeğimdin,hayat arkadaşımdın,dert ortağımdın dün demeye senin o pırıl pırıl gözlerinin son kere bakacağı gün demeye nefret ediyorum
ama seni kaybettim ellerimden kayıp gittin. 6 gündür verdiğin hayat mücadelesini hiç istemesen de bizleri anneni anneanneni teyzeni ve oğlunu geride bırakarak hayata gözlerini yumdun. az kalmıştı halbuki çelik kız olmana 7. kattan düşüp hiç kimse yaşamaz derken hayata inat bizim için bu kadar sabır gösterdiğin ve eminim ilk günü

ellerimde ölmemek için gayret ettiğin için sana binlerce teşekkürler. cafe benim narin kızım, pamuk kalplim her durumdan anlayan anlayışlı kızım dünden beri döktüğümüz

yaşlar sel oldu her yerde kokun her yerde anın var yaşamak o kadar zorlaştı ki senden sonra her yerdesin gözümüzün nuru rahat uyu olur mu üzülme sakın yattığın yerde

oğlunda da aklın kalmasın senin kadar iyi bakamasak ta elimizden gelenin en iyisini yapacağız minik bebeğim biz bize yaşattığın bütün güzel günler  için tattırdığı o muhteşem yıllar için minnettarız

hakkımız helal olsun toprağım bol mekanın cennet

SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ GÜZELLER GÜZELİ KIZIMIZ
CAFE...

 

PONPON

Date:         Tue, 20 Jun 2006

From:        "nihal sinnar" <nihals06@yahoo.com.tr>

Subject:     Ponpon'uma veda mektubu 

 

Ponpon'uma Veda Mektubu,

   Ben bir zamanlar sağlıklı ve mutlu bir kediciktim. Annem beni küçücük bir yavru iken sokaktan alarak sevgi ve itina ile büyüttü. Sürmeli yeşil gözlerim, küçük kulaklarım, uzun gri beyaz tüylerim ve ponpon kuyruğumla beni sevenlerim çoktu. Altı buçuk yıllık ömrümde, canım anneciğimin sevgi dolu, şefkatli ellerinde huzur içinde yaşadım. Ama bir yıl önce amansız bir hastalığa yakalandım ve Animalia hastanesine geldim. Sevgili başhekimimiz, doktor teyzelerim, doktor amcalarım ve yoğun bakım sorumlusu Aslıhan teyzenin aylarca süren çabalarına rağmen bu hastalığı sanırım bende anladım. 

    Sonsuzluğa giderken; doktor amcalarıma, doktor teyzelerime, Aslıhan teyzeme ve Animalia mensuplarına sevgilerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bütün hasta kardeşlerime şifalar dileğiyle sizlere veda ediyorum.

Elveda Canım Annem!

Elveda Animalia,

Elveda Dünya!

                                                            

 

From: Aylin LUTTGEN
To: siyamkedi@hotmail.com
Sent: Monday, December 19, 2005 

 

Raffy

 

Nisan 2005-17.12.2005

Minik aşkımız evimizin neşe kaynağı öpücükler prensi Raffymizi kaybettik.

Senin anlamlı bakışlarını insan gibi davranışlarını kendini her şekilde sevdirmeni birşey istediğinde bunu neredeyse konuşur gibi yapmanı medilleri alıp alıp oyun oynatmak

için önümüze atmanı saç tokalarımızı çalmanı Cindy'yi hiç rahat bırakmayışını gelip koynumuz yatışını nasıl unutabiliriz bilmiyorum gittiğin günden beri evde gözyaşları sel

oldu kimse gidişine inanamiyor inanmakta istemiyor.bu kadar erken aramızdan gitmen bizi derinden yaraladı.Cindy arkadaşın evde hep seni ariyor garip hareketler

yapiyor,nasıl alışacak yokluğuna bilmiyoruz.daha önümüzde uzun yıllar olacağını seni mıncık mıncık seveceğimizi düşünürken böyle olması çok üzücü seni kendi ellerimle kara

toprağa vereceğim hiç aklıma gelmezdi.sıcacık yataklarda kucaklarda yatarken oraya gitmek zorunda olman bizi maf etti.umarım gittiğin yerde en az bizde olduğun kadar

mutlu olursun.Seni çok seviyoruz ve her zaman seveceğiz keşke akşam eve geldiğimizde yine vik vikleyerek karşılasan bizi.ama artık böyle birşey hayal oldu bizim için!!!güle

güle miniğimiz!!! 

Aylin Lüttgen    aylin.luttgen@siemens.com

 

 

From: "tarcin_7" <lafi@ttnet.net.tr>

Latife Türkyılmaz

17.Kasım.2005  Perşembe 


    Bu gece ağlayarak onu anlatacağım nerden aklıma gelirdi? Sabah işe gittiğimde,her gün olduğu gibi beni "ciiiik!ciiiiik! ciiiikkk! " sesleriyle,adeta " hoş geldin " diyerek karşılamıştı.Ahh bilseydim bunun bir veda günü olduğunu. Her gün olduğu gibi kafesin kapağını açarak, masama doğru yürüdüğümde, pırrrrrrrrr!  bir ses  ve omzumdaydı. Bilgisayar açılacak,masadakilere bakılacak,o gün neler yapacaksam -adeta beraber başlıyorduk güne -bir omzumdan ötekine,elime, elimden masaya,kalem kutusuna,dolapların tepesine uçarak...Daha bu sabahtı bunlar, daha bu sabah ötüp uçuyordu...!

    Şimdi ise yok oldu. Ah ben onsuz ne yapacağım?

    Bundan altı buçuk yıl önce hayatımıza girmişti, yaza doğruydu, beklenmedik zamanda..
Kardeşim arayıp,"abla pencereden bir kuş geldi,bir kafes al da gel !"Demişti.Elimde kafes,koşa koşa eve geldiğimde, kedim Tarçın kıskançlık nöbetleri içinde homurdanarak beni karşılamıştı da anlamıştım bir arada olamayacaklarını..Ertesi sabah aldım büroya götürdüm.Her hafta sonu,her akşam yalnız diye üzülürdüm,hem de bir yandan kendimi teselli etmeye  çalışırdım, "üzülme,akşamüstü erkenden  uyuyor, sabah da ben geliyorum,bu ne ki ne yalnızlıklar yaşanıyor dünyada...! Kızlarım ve eşim arada eve getirelim dediler,onu da denedik ama evde kediler iki olmuştu, kuş dahil herkes bir gerginlik yaşıyordu, bundan da vazgeçtik... "Bir aralar kafesin dışında büroda özgürce dolaşıyordu, bir gün kayboldu,dosya kutularının arasında buldum,bir yere sıkışırsa diye vehimlere düştüm.O günden sonra akşamları kafesini kapatıp,kış dönemleri de bir örtüyle kafesi sarıyordum.

    Az daha unutuyordum,o bir muhabbet kuşuydu,yeşil pırıl pırıl,başının iki yanında sarı tüyler vardı,minicik zeki gözleri adeta her şeyi anlar gibi bakardı.Telefonda neşeli konuşursam neşelenir başlardı şakımaya; üzgünsem durur beklerdi,omzuma konar öylece otururdu.Bürodaki herkesle bir iletişimi vardı,gelenin gidenin, birlikte iş yaptığımız yabancı konukların omzuna uçuverirdi teklifsizce, artık her kimse onları hem şaşırtır hem gülümsetirdi...Her gelene  küçük bir mutluluk armağan ederdi sanki omzuna konarak, orada biraz durur, sonra bir yerden ötekine, uçar güzelim kanatlarını açarak, cikleyerek uçardı.  Elimdeki sıcak çaya düşkünlüğü beni hep korkutur, ya elimle fincanı kapayarak ya da o kafesindeyken içerdim çayımı.Hiç marul salatalık yeşil bir şey yemedi,sadece elmayı gagalardı,azıcık yerdi.Kanatlarını açarak odalarda,koridorlarda salınarak uçuşları sırasında kanatlarının yeşil renge, siyah kalemle çizilmiş çizgileri,aralarına düzenli
olarak ışık katan sarıları ortaya çıktıkça hayran kalırdım güzelliğine ve yokluğu beni hep korkuturdu...İlk geldiğinde,dediler ki içinde Ş harfi olan isimlere bayılır,tekrarlarsan öğrenir.Adını  Şerife koyduk, "şerifeee, şeriiii" diye çağırdık ama o adını hiç tekrarlamadı, bize gelmeden önce adı neydi? Onu ne diye çağırırlardı hiç bilemedim...

    Geçen yıl ocak ayında bir operasyon geçirmişti,kendi cüssesine göre büyük bir operasyondu.Aynı günlerde kayınvaldem hasta, nasıl üzgünüz, her gün hastanedeyiz,Şeri de hasta,Onu veterinerimize emanet ettik.Bir gün beni aradılar,"Şerife'ye bir operasyon yapacağız, yumurtasını atamamış,azıcık anestezi yapmak için sizden izin istiyoruz!" "Ne olur kurtarın kuşumu,ne olur?"Demiştim.. Onlar ellerinden geleni yapmışlardı, o iyi insanlar ve kuşum kurtulmuştu. Bir aydan fazla veterinerlerimiz, Emin ve Seyfi bey,ona baktılar sağolsunlar ..!Tekrar büromuza döndük, bir süre bana küskün gibiydi, zayıflamıştı,  boynunda yakalık vardı,az yiyordu,kafesten çıkmak istemiyordu; sonradan veterinerimiz,Şerife'den küçük bir tümör almıştık,çok üzgün günlerinizdi size söylemedik dedi.

  
  Haftalar sonra yarası iyileşip de  yakayı çıkardığımda başı döndü, duvara masaya çarptı kanatlarını, uçamadı.Ben de güçlenene kadar kafestetutmuştum. İlkyazla birlikte güçlenmeye kafesten çıkarak, 2-3 metre uçmaya,çiçeklerin  bulunduğu  masaya konup etrafı  tırtıklamaya başlamıştı...Ama bana gelmiyor,sabah beni karşılamıyor,omzuma konmuyordu.Sıcak yaz günlerinde minik havuzunda yıkanmaya başlayınca,uçtum sevincimden...Hele bir gün, yıkanması bitince ıslak tüylerinden su sıçrata sıçrata uçarak omzuma konunca,dünyalar benim olmuştu. Yeniden canlanmıştı ama hala uzun uçamıyordu..Kendi içtiğim kalsiyum-D sandozdan azıcık da onun suyuna koymaya başladım, iki üç gün sonra neşeli uçuşları, masamda oyunları başlamıştı..Adeta ikimiz de üç aydır sevinçten uçuyorduk...Ve işte bu sabah büroya geldiğimde aynı neşeyle geldi omzuma kondu, masamı düzeltirken elime kondu sanki göstermek istediği bir şey vardı,elime kondu, yüzüme baktı ve bileğime iki damla kan düştü...Şaşırdım, dondum kaldım, ne yapacağımı bilemedim! O ise neşeliydi,camlı dolabın üstüne uçtu ,camdan başaşağı kendini seyre daldı,oradan omzuma,kafesine,iştahsız görünmüyordu..Veterineri aradım,kanlı ishal olabilir,getirin bir bakalım dediler.Hemen gidemedim, bilemedim işin ciddiyetini,o hala uçuyor ve iyi görünüyordu.Saat dörtte veterinerdeydik, mikroskopta baktılar, parazitmiş.Gece bizde kalsın dediler, ilaç verdiler,eve geldim , nasıl oyalanacağımı bilemez haldeydim, kedilerime baktım,sokaktaki kedilere yiyecek verdim,bir kaç gündür göremediğim bir sokak kedisini aradım,bulamadım.Şerifem  bir-iki gün veterinerde kalacak, iyileşecek sonra  ben alıp getireceğim sandım, öyle dedim kendi  kendime, hiç anlayamadım öleceğini.Çünkü ayrılırken akıllı minnacık gözleri çok canlı bakıyordu..Zerre kadar aklıma getirmedim ölümünü,"siz gidin bize güvenin" dediler,keşke keşke son ana kadar yanında kalsaydım,hiç bilemedim.Evden yarım saatte bir arıyordum. Tüneğinden indi,kafesin içinde duruyor,arada yürüyor,bu geceyi geçirirse... biraz halsiz,ishalden sıvı kaybı olmuş dediler..Su da içmiyor,derken anladım biraz, içim yandı, anlamamaya çalıştım, kondurmamaya çalıştım!...

 

    Bir süre sonra beni aradılar, "malesef kaybettik,başınız sağolsun" diye , işte bu kadar...Ağlamama engel olamadım,ben kahrolup ağladıkça, kedimiz Tarçın koştu yanıma, mia! mia! mia ! diyen sesi değişik geliyor adeta "ne var ,ne oldu,ağlama! "Demeye çalışıyordu. Kucağıma oturdu , patisini boynuma uzattı ...Ondan sonra neler olur tahmin edersiniz. yavrularınıza sarılın ,onları doya doya koklayın öpün..Bunca acıların yanında daha üzülecek kimbilir neler neler varken...küçücük Şerifeme doya doya sarılamadım işte, bu kadın neler söylüyor demeyin. Ahh insan hiç de doyamıyor sevgilerine... 

    Bir daha bir kuşum olur mu bilemiyorum, ama hiç kimsenin birine kızdığında "hayvan " demesine tahammül edemiyorum, çünkü ben de pek çoğumuz  gibi onlardan öğrendiğim duru sevgiyle  her gün biraz daha  insanlaşmayı tadıyorum...
    Latife Türkyılmaz

JİZEL

From: "Bjizel" <bjizel@hotmail.com>
To: <Siyamkedi@yahoogroups.com>
Sent: Saturday, October 30, 2004 1:33 PM
Subject:  Jizel Gitti

 

        Uzun süredir beraber takip ettiğimiz grubunuza acı haber! 
İlk aşkım sevgili kızım, bebeklerimin koruyucusu Jizel aramızdan ayrıldı,  her ayrılık gibi bu ayrılıkta zamansızdı ve birşeyler yapılabilirdimilerle dolu, ama gitti    Anıları kalbimizde

    Jizel'in ailesi
    www.jizel.com


KAKAO

From: burcin oztunc     

To: siyamkedi@hotmail.com

Sent: Friday, August 27, 2004 8:50 AM 

Subject: kakao artık yok

 

ben söze nerden başlıyacamı bilmiyorum. sadece çok acı çekiyorum ve bunu ancak benim kadar çok sevenlerle paylaşacamı düşündüm.temmuz 2000 de 2 aylıkken alıdıım küçük

bir bebek vardı. her tarafı beyaz patileri kakaoya bulaşmış gibiydi. "kakao" ismini verdim.  sesi çok çirkindi geceleri kimseyi uyandırmasın die saat kaç olursa olsun onunla

yanıp oyun oynadım, yemek verdim ve göğsümde uyuttum. o uyurken onu seyrettim. ona bakarken huzur duydum. o da beni sevdi büyüdü, artık benimle yaşayan ben nerdeysem

yanımda olan sanki elim kolum gibi bir parça oldu. ismini sseslendiimde nerde olursa olsun geliordu sabahları uyandıımda yastıımda oturmuş bana bakıp günaydın dediimde

kafasını yüzüme sürterek bana günaydın diordu. oyun oynuyorduk , saklambaç , kovalamaca..eve geldiim zaman beni kapıda karşılıordu hatta ben kapıyı çaldıımda annemlere

haber verip  açmalarını istiyormuş. ben telefon ettiimde hissedip çılgın gibi dönüyormuş. belki çok uzattım ama onunla paylaştıım herşei yazmak istedim. sonra onun da bebekleri oldu doumuna yardım ettik, kızım anne oldu bebeklerine benim yataımda baktı, bana güvendi ben olduum zaman bebekelri bile çok öenmli dilldi onun için onları bırakıp ben nerdesem oraya geliordu. ve artık son zamanları onu kısırlaştırdık. ameliyattan sonra baygınken onu serttim içim yandı o harakeeetsiz yatarken ama iyileşti. sonra kilo aldı yüzü göbeği o kadar güzel olduki..  ben çalıştıım için ona eskisi kadar zaman ayıramıyordum ama bütün boş zamanımı onunla geçirmeye çalışıyordum. sonra yaz tatili oldu. annemler benim bakmam zor olur die onu yazlıa aldılar. almayın ben bakarım dedim, olsuın sana zorluk olmasın dediler. ağustosun başında gitti. her telefonda sordum kızım nasıl die çok ii dediler , geldiinde arı soktu yanağından yanağı şişti ama çok ii şimdi dediler sonra telefonun yanına çaıdılar konuştum onunla.... sonra bi sabah rüyamda onun öldünü gördüm ağzından kan gelmişti... ağlayarak uyandım annemi araadım anne dedim rüyamda gördüm kızım ii dimi evet kzıım dedi  saçmalama ömrüne ömür katılır derler bak merak etme...ertesi gün 9 ağustos...telefonlar gelior nişanlımla konuşmak istio annem ben alıorum telefonu hayır dior bişeyler  dönüor... özgüre soruorum noldu nie benden bişeyler saklıorsunuz yoksa kızımamı bişey   oldu...  paranoyak diorlar... aradan 15 kocca gün geçior ben bi şekilde işlerimi ayarlayıp yazlıa gitmeye hazırlanıorum ama en çok kızımı özledim diorum herkese  gidiorum babam, kızım dio merak etme ama kakao 2 gündür kayıp...kakao kaybolmazki dönüp bağırıyorm aslında ağzımdan çıkanlara inanmayarak öldüyse öldü deyin aratmayın beni... sonra herkesin gözleri doluo o zaman şaka yapmayın diorum nerde bağırıorm gelen yok...annem dio ki arı soktu, bişey yapamadık 3 dak. içinde öldü. benim kızım arı gibi küçücük bir hayvan tarafından öldürülmüş. dilinden sokmuş  ve ağzından biraz kan gelmiş tıpkı rüyamda olduu gibi. ağlama dediler sonra allah daha büyük acılar verir ama ağlıorum . küçük bi de mezar yapmışlar kızıma yalnız yatıor orda...işte böyle ben yazlıktan dün döndüm elimde boş mama kabı yenmemiş yarım kavanoz maması ve üstünde tüylerinin olduğu bir tane elbiseyle...bunu anlattım eğer benim kadar çok seviyorsanız onlara benim için sarılın ve arılardan uzak tutun biliorum mutlaka ölcek bütün canlılar ama keşke yaşlılıktan ölsedi de bütün hayatını benimle yaşasaydı diorum  

 kızım seni çok özledim............

 

KITIR

 

KITIRIM...


UNUTAMIYORUM İŞTE.. UNUTMAK İSTEMİYORUM..RESMİNİ GÖRÜNCE İNAN BOĞAZIM DÜĞÜMLENİYOR VE KALBİM ACIYOR... SENİ ÇOK SEVMİŞTİK. NEDEN  BUKADAR   ERKEN BİZİ TERKETTİN? DAHA 2 YAŞINDA GENCECİK BİR DELİKANLIYDIN. SANA  ARKADAŞ ALACAKTIK .. HERŞEY SUYA DÜŞTÜ..HERŞEY.. AĞLARKEN SENİ  ANIMSAMAK HİÇ  HOŞUMA GİTMİYOR. FAKAT ELİMDEN HİÇBİRŞEY GELMİYOR. BAĞIŞLA BENİ LÜTFEN. VE YANIMDA OLACAĞINA SÖZ VER.. KORUYUCUM OL.. MELEĞİM OL.. 

KITIR
(15-08-2001/28-06-2003)

 İvan-Çita


Date: Sat, 24 May 2003
Subject:  Ikisini de Kaybettik
From: "inci tugsavul"   inci@tugsavul.be

 

 


MUSTİ



 (?/13-12-2002)

Biz şimdi kime "Aşkım" diyeceğiz!

        Sabahları kim gelip patisiyle gözümüze yavaşça dokunup uyanmamızı ya da koynumuza girip uyumayı isteyecek, kim o ilginç sesiyle bizimle konuşacak, şimdi kim o güzelim mavi gözleriyle bize bakacak. Ya biz kimi aşkım, aşk böceğim diye seveceğiz.

        Musti 13.12.2002 gecesi kalp krizinden öldü çünkü 20 gün önce bağırsaklarındaki problem yüzünden ameliyat oldu bu süre içinde bi türlü toparlanamadı artık Musti yok. Başka birşey yazamayacağım bu konuda çünkü çok ama çak üzgünüm. O bir taneydi dünyanın en tatlı en şeker çocuğuydu.

        (Sizden ricam lütfen Musti'nin resimlerini üyelikten çıkarmayın üye listesi 27 ve 266'ncı üye olarak o sayfada kalsın lütfen. Sadece artık yaşamadığını haber vermek istedim size.)
    Tijen Tezel Balçık

    e.mail: aydinbalcik@superonline.com.tr


 

MİÇO

 


(2000-23.02.2002)

ACI KAYBIMIZ.... MİÇO'NUN ANISINA.
Sevgili siyam kedisi sevenler ve hayvan severler,
2 yıldan beri herşeyimiz olan sevgili kedimiz miçoyu 23.02.2002 akşam saatlerinde kaybettik"vefat etti". Bir anlamı var mı bilinmez ama onu bahçemizde hazırladığımız mezarına defnettikten sonra 15 dakikalığına yağmur yağdı...
    Miçomuzu kaybetme sebebimiz ise evimize çiftleşmeleri için getirdiğimiz dişinin ona ilgi göstermemesi ve hayata küserek intiharı seçmesi... Bu teşhis veteriner hekimiz tarafından kondu, hiçbir tedaviye ve uygulamaya cevap vermeyerek 2 gün gibi hiçbir hastalığın belirtisi olmadan öldürmeyeceği bir sürede sevgili oğlumuzu kaybettik...
    Çiftleşme isteğinin Sonucunun bu olacağını asla tahmin edemezdik... Size tavsiyemiz belkide bildiğiniz ama duygularınıza hakim olamayarak uygulamaktan çekindiğiniz... Kısırlaştırma metodunu kullanmanız... Tabi eğer gerçekten bunu istiyorsanız biz istiyorduk ama en azından bir kere çiftleşsin diye bir düşünce için de olmamanız...  bu ve buna benzer tavsiyeler veterinerler tarafından dile getirilir ama genelde uyulmaz inşallah bir daha kimsenin başına böyle birşey gelmez...
Acımız tarif edilemez ve hafifletilemez ....
SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİZ MİÇO.........
Atilla Aslıhan

CİMCİME


(1999-23.01.2002)

Kulübümüz 1. nolu üyesi Tırmık'ın eşi  8 kedi annesi Kızımız Cimcime, 23.01.2002 günü bir yaramazlık kazası sonucu aramızdan ayrıldı. İçimizden bir parça da koptu gitti. Evimizin bahçesinde uyuyor. Yaşadığı sürece bize çok şey veren ve bize hiçbir yükü olmayan çilekeş kızımız, canımız Cimcime'ye cennette mutlu günler diliyorum.
Dr Turgay Çetin


MAYA 

 

Maya, siyam kedileri kulubunun 169. Nolu uyesiydi, ve tabi ki benim canimdi, icimden bir parcaydi, sarilip uyudugum, kokusuna doyamadigimdi. Iki bucuk yasindaydi. 22 Mayıs gecesi , 6 saat mucadele verdikten sonra Animalia hayvan hastanesinde can verdi. Macka Parkinda sarmasikli bir agacin golgesinde yatiyor simdi..

Gül Büyükbay

 


 

   Subject:    Bir Siyam Kedisi
   Date:        Tue, 01 May 2001 20:58:42 +0300
   From:        Pelin Çakar <cakarp@superonline.com>

 

KIZIMA...

 


    Bir Siyam Kedisi tanımadıysaniz ASLA,kedileri tanıdıgınızı idda edemezsiniz Onlar Sevgiyi,sevmeyi ve sevilmeyi bilirler Belkide bundandır yureklerde bıraktıkları o guzel haz...

    Onunla tanısınca butun dunyam degisti. Evde 2 kedim daha vardı,fakat o farklıydı. Digerleri ozgurlugune duskundu, ama o bana duskundu. Digerleri tırmaliyordu ama o bana sevgisini hissettiriyordu. Onlar sinirliydi,fakat Miki cok mutlu bir kediydi. Ne yazık ki onunla sadece 6 ay beraber olabildik. Mutlu kedimi bagırsaklarinda ki problemden dolayi 2 hafta once kaybettim. Simdi onsuz hersey bos geliyor. En onemlisi veda ederken bile gosterdigi sevgiyi unutmayacagım.

Müge


 

GÜLAY'IM

            Subject:  GÜLAY'IM..
            Date:  Sat, 21 Oct 2000
            From:  "Ixir gulay 1" <eylemgurcan@ixir.com>

 

İKİ YAŞINDAKİ GÜLAY'IMIN BİR YAVRUSU OLDU...İÇERDE BİR YAVRU OLDUĞU ŞÜPHESİYLE GÖTÜRDÜĞÜM VETERİNER KLİNİĞİNE BIRAKTIM... SEZERYAN İLE ALACAKLARDI YAVRUYU.. YARIN AMELİYAT OLACAKTI.. İÇERİ GİRMEM YASAK  OLDUĞU İÇİN AMELİYAT SONRASI GİTTİM.. YARI BAYGIN AMA SANKİ GÖTÜR BENİ BURDAN DERCESİNE BAŞINI  AVUCUMA DAYADI VE UYUDU. BİR GÜN ORDA MÜŞAHADE ALTINDA KALMASI GEREKİYORDU.. ÜZGÜN EVE DÖNDÜM..İKİ GÜNLÜK YAVRUSU DA YANINDAYDI.. İÇERDE KİST OLMUŞ DOĞAMAYAN YAVRU..ERTESİ GÜNÜN SABAHI GİDİP ALACAKTIM GÜLAY'I VE DOĞANI.. O TESELLİYLE DÖNDÜM EVE.. DEMİŞTİM Kİ ONLARA AMELİYAT ÖNCESİ;DOĞACAK YAVRU UMURUMDA DEĞİL.. GÜLAY'A BİRŞEY OLMASIN.. O'NA BİRŞEY OLMASIN.. 'MERAK  ETME..TEHLİKELİ BİR ŞEY YOK' DEDİLER..
        AYNI GÜNÜN AKŞAMI TELEFON GELDİ.. GÜLAY'I KAYBETTİK!!! GÜLDÜM.. SAÇMALAMAYIN DEDİM.. CİDDİ OLDUKLARINI ANLADIĞIM AN BAYILMAMAK İÇİN TUTUNACAK BİRYER ARADIM.. NE DEMEKTİ BU! NE DEMEKTİ GÜLAY'I KAYBETTİK.. YALANDI.. ŞAKAYDI!  DEĞİLMİŞ.
        BENİM KIZIM.. CANIMIN İÇİ, BİRTANEM ÖLMÜŞTÜ.. TANRIM! O NE BİÇİM BİR ACIYDI.. O NE TARİFSİZ BİR YIKIMDI.. 

        ALAMADIM KIZIMI ORDAN.. BANA GÖSTERMEYİN DEDİM.. SİZ GÖMÜN.. AMA YAVRUSUNU ALMAYA GELDİĞİMDE ONU GÖSTERMEYİN BANA.. AKŞAM YAVRUYU ALIP BOŞ KAFESİYLE EVE DÖNDÜM.. HİÇ BİRŞEY DİYEMEDİM O KATİLLERE.. HİÇBİRŞEY... NASIL ACIYOR İÇİM.. NASIL BİLEMEZSİNİZ.. 3 GÜNLÜK YAVRU KALDI ELİMDE.. ÖYLE MİNİKTİ Kİ.. ÖZEL MAMALAR BULDUM..ÖZEL BİBERONLAR ALDIM.. BU DA ÖLÜR DEDİLER.. YAŞAMAZ BU ŞEKİLDE DEDİLER.. ÖLECEKSE BENİM YANIMDA OLSUN DEDİM ALIRKEN.. SICAK SU KAPLARIYLA ISITTIM ONU.. ANNESİNİN BATTANİYESİNDE YATIRDIM.. HERGÜN HER AN ÖLÜMLE BURUN BURUNA YAŞAM MÜCADELESİYDİ VERDİĞİMİZ..  "ÖLME NE OLUR DİYORDUM.. SEN GÜLAYIMDAN KALAN TEK MİRASSIN BANA.. ÖLME NE OLUR.. GÖZYAŞLARIMI İÇE İÇE BÜYÜDÜ MİNİK..
        ŞİMDİ 5 AYLIK.. ANNESİNE O KADAR BENZİYOR Kİ.. ONA HER DİKKATLİ BAKIŞIMDA GÖZLERİM DOLUYOR.. BOĞAZIM  DÜĞÜMLENİYOR.. O DA KIZ.. ŞIMARIK, CİLVELİ.. İNANILMAZ İNSAN DÜŞKÜNÜ.. 5 DK. YALNIZ KALAMIYOR.. KUCAK İSTİYOR RESMEN.. VE UYKUSU GELİNCE AVUCUMU EMİYOR SANKİ ANNESİNE TUTUNUR GİBİ.. KIZAMIYORUM..  KIYAMIYORUM..
        ADI YOK HALA. MİNİK DERDİK ÖNCELERİ.. ŞİMDİ BÜYÜDÜ.. BİR İSİM BULDUĞUMDA SÖYLEYECEĞİM SİZLERE DE.. YA DA SİZ YARDIM EDİN BANA.. BİNBİR EMEKLE.. KORKUYLA..ACIYLA BÜYÜYEN BEBEĞİMİN ADI NE OLMALI.. NE ÖNEMİ    VAR Kİ ASLINDA.. YAŞIYOR OLMASI EN GÜZELİ DEĞİL Mİ..
        RESİMLERİ DE VAR TABİ Kİ.. EN KISA SÜREDE YOLLAYACAĞIM ONLARI DA.. GÜLAYIMIN TÜM RESİMLERİNİ KALDIRDIM.. ONA AİT HİÇBİRŞEYE BAKMAYA GÜCÜM YOK HALA. OLDUĞU GÜN SEYRİNİZDE OLACAĞIZ...
SEVGİYLE KALIN..

BONCUK

 

         Sizlere sakat kedimi anlatmak istiyorum.aslında adı boncuk ama ben ona hep sakat kedim diyorum.22 yaşındayım ve kendimi bildimbileli kedim ya da kedilerim olmuştur.kedimle benim hikayemi anlatmak istememin sebebi insanların aslında istediklerinde ne kadar çok sey yapabileceklerini anlamalarını saglamaktır.aslına bakarsanız bu siteyi gezen ya da buraya üye olan insanların bunu anlamaya ihtiyaçları oldugunu da sanmıyorum.
        2 yıl önce eşimle İzmir'deki bir tatbikata katılmıştık.benim katıldıgım gece kamp ateşinin aydınlatamadıgı bir yönden incecik bir yavru kedi sesi duydum. feneri aldım çalılalara yöneldim,aramam fazla uzun sürmedi simsiyah yusyuvarlak gözlü ürkek bir yavru bana bakıyordu. ensesinden tuttum çıkardım. hayvanın belden aşağısı sırılsıklam çişti.kuyruk ve arka bacaklar tamamen hissizdi. biraz kucagımda kaldı.ona ton balığı verdim bir kutuyu yedi ve o gece çadırda bizimle kaldı.ertesi gün veterineri aradım karnı şişmiş ama kakasını yapamıyordu.veteriner bana ^^kediyi bırakın bir süre sonra ölür baksanıza hayvan tamamen felç olmus^^ dedi.bu arada sagolsun arkadaşlar ^^vuralım acı çekmesin^^falan gibi dahice fikirler de verdiler.ertesi gün hayvan sevdiğini bildigim bir arkadaşa^^sen kediyi tutacaksın ben de lavman yapacagım^^ dedim.allahtan esim dr. du ve tüm tıbbi malzeme kedimin ve benim emrimdeydi.bu iş için biraz yağ ve serum hortumu yeterli oldu.lavman asistanım botla denize açıldıgında ben ona telsizle^^Rasim kedi kakasını yaptıııı!!^^ diye haber veriyordum.6gün geçti orda.sonra bir kutu içinde otobüsle geldik eve.evimdeki siyam onu çok dostça karşıladı. evde serbestçe dolaşması imkansızdı.çünkü sürekli olarak çiş kaçırıyor ve istediği an istedigi yere kakasını yapıyordu.ben de çareyi onu kadın pediyle bezlemekte buldum.fakat eve geldikten sonra herşey çok güzel olmadı bacaklarında korkunç yaralar açılmaya başladı her saniye pansuman her saniye banyo yaptırıyordum.kedime iğne yapmayı öğrendim antibiyotikler,vitaminler veterinerim sağolsun Ali Bey beni hep destekledi hep içimi rahatlattı.o günleri atlattık neyseki...sonra kızgınlık günleri başladı arka tarafı tamamen felç oldugu için doguramazmış ^^aman dikkat^^ dedi Ali Bey.ama ne fayda 2.kattan attı kendini erkek kedi için balkondan aşağı bakamadım dizlerimin bağı çözüldü cesaretimi toplayıp baktığımda 4 ayağının degil ama 2 ayagının üzerine başarıyla düşmüş oldugunu ve yanıbaşındaki erkek kediye kur yaptıgını gördüm. sonra doğru Ali Beye kısırlaştırdım...artık rahatız..kedim 2 senedir bende artık büyüdüğü için çocuk bezi kullanıyoruz  fakat şunu öğrendim gerçekten prima en kaliteli bezmiş.
        birkaç gündür keyifsiz yine iğneye başladım hasta oldugunda ellerimi patilerinin arasına alıp yatıyor ve bir yandan da mırlıyor. hayatımda gördüğüm en hisli hayvan en söz dinleyen hayvan.  arka ayaklarını sürükleyerek dolaşıyor ama her istediğini yapıyor sandalyeye çıkar... yatağa çıkar...kuru çiçeklerin en azılı düşmanıdır... 
benim yaşadığım kadar yaşasın yine de bakarım...
 

        biliyorum çok uzun oldu ama kedimi sizlerle paylaşmak ve sözüm bu meclisten dışarı bir kedi bile olsa yaşamanın ve yaşamasına yardımcı olmanın bir insana kazandırdığı hisleri sizlere anlatmak istedim.

  çok teşekkür ederim...........Handan Günerigök
  25.12.1999
  gunerigok@superonline.com

 

(Bu mesajdan birkaç gün sonra, maalesef bizlere büyük üzüntüler yaşatan şu ikinci mesajı aldık. Boncuk'a  cennette güzel günler, ailesine ve sevenlerine  başsağlığı diliyoruz.)
 

Boncuğum öldü...
Size yazdığım mailden birkaç saat sonra onu öylece gözleri açıkken buldum. Bütün gece kucağımdaydı. Sadece 1 saat yalnız  bırakmıştım.  Benim küçük sakat kızım beni aniden bırakıp gitti. Birsürü kedim var evde hiçbiri onun yerini tutamayacak. Umarım cennete gitmiştir bir çift küçük kanat istiyorum onun için artık sürünmesin...

                              sevgilerimle.... Handan
  gunerigok@superonline.com

30.12.1999

KİTTA

        Yıl 1994 idi.
        Arapca ile kedi anlamında kitta adında bi kedimiz vardı. Evimiz küçüktü ve yeterince paramız yoktu. Kendimizi zor geçindiriyorduk. Hatta birgün ona yemek yetistiremediğim için bunalıma girdim. Gittim tavuk taşlığı aldım marketten ve buzluğa attık... İyice taşlaşan taşlikları ona  verdik. Aksam eve geldiğimizde zavallı kitta hala yemeğe çalışıyordu..
        Bu baya ekonomik olmuştu :))) Onu bi dostumuza verdik merakla aldı onu sonra bakamadı o da başkasına verdi...  Şimdi ondan haber alamıyoruz... Onu çok özledik ama  klübümüzün üyesi Oğulcan onun yerini doldurmaya çalışıyor bizi evinde misafir ediyor :)))

İşte size onu yeni misafirine verdiğimiz günün fotoğrafları:

 

                        

KITTA, SANA BAKAMADIĞIMIZ İÇİN LÜTFEN BİZİ AFFET,
UMARIZ MUTLU BİR HAYAT SÜRÜYORSUNDUR.

Fikret&DeLaL
30.06.1999

 

MURKA İRİS

 

 (29 EYLUL 1998 - ...)

ACI KAYBIMIZ
SEVGILI KIZIMIZ İRİS I ELİM BİR  YARAMAZLIK KAZASI SONUCU GENC YASINDA KAYBETMİŞ BULUNMAKTAYIZ. KENDİSİNE BOL WHISKASLI, KELEBEKLİ, BÖCEKLİ BİR CENNET, SEVENLERİNE SABIR DİLİYORUZ... ACIMIZ ÇOK AMA ÇOK BÜYÜK... SENİ HİÇ UNUTMAYACAGIZ  MURKA İRİS (29 EYLUL 1998 - ...)
 

DENİZ - TAMER

BUBU
 


(1984-1992)


Caner -Nuket- Selçuk Demiray  ailesinin sevimli dostu  BUBU  8  yaşında
aramızdan  ayrıldı. Sevgiyle anıyoruz..

 

 


Siamese Internet Cat Club lideri ZEKE  18.11.1997 tarihinde aramızdan ayrıldı.
Sevgiyle anıyoruz.
 

 

| anasayfa | içindekiler | giriş | türler | üyeler | üye kayıt | sağlık | ilanlar | mesajlar | eş arayanlar | memorial | resimler | hikayeler | veterinerler |

wholesale air max|cheap air jordans|pompy wtryskowe|cheap nike shoes| bombas inyeccion|cheap jordans|cheap jordan shoes|wholesale jordans|cheap jordan shoes|cheap dunk shoes|cheap jordans|wholesale jewelry china|cheap nike shoes|wholesale jordans|cheap wholesale jordans|wholesale jerseys|cheap wholesale nike